Baldan Tatlı Baldız

BBaldız
Eşimle evlendiğimizde baldızım Seda 16 yaşında, minyon, çıtı pıtı, göğüsleri ve kalçası varla yok arası, tam benim bayıldığım gibi kızdı. Nişanlılık döneminde ablasıyla bize çok yardımcı olmuştu.

Kayınvalideler evden çıkarken yanımıza baldızı vermeden dışarı göndermiyorlardı. Biz iki azgın nişanlı da Seda’yı sinemaya bir yerlere bırakıp, arkadaşımın evine gidiyorduk. Bir iki saat al takke ver külah, eşimle bayram yapıyorduk. İşimiz bitince baldızı bıraktığımız yerden alıp iki kızı evlerine bırakıyordum.

Anlayacağınız evlenmeden önce eşimle işi bitirmiştik. Ama bir aksilik çıkarmasın diye bunu Seda’dan gizliyorduk. O sadece öpüşüp koklaştığımızı falan sanıyordu, çünkü ablası ona öyle anlatıyordu.

İnsanoğlunun tabiatından olsa gerek, ben de baldızına ilgi duyan birçok enişte gibi, baldızıma ilgi duyuyor ve arzuluyordum. Bana göre gerçekten baldız baldan tatlıydı. Esmer, çıtı pıtı bir şeydi. Hele ergenlikten sonra yuvarlak hatları iyice meydana çıkmış, nefis bir afet olmuştu.

Genç kız haliyle, fingirdek, civelek bir şey ablası gibi, mini mini etekler, bluzlar giyiyor, erkekleri kendine baktırmayı seviyordu. Elbette o erkeklerin arasında ben de vardım.

Evde açılan bacakları, eğilip kalktıkça daracık bluzlarından, tişörtlerinden, düğmeleri çözülmüş gömleklerinden anlık gördüğüm yeni kabarmış, uçları pembecik tomurcuk memeleri… Ona baktıkça bakasım geliyordu. Ve ona da sahip olmak istiyordum.

Eşimle sevişirken, geceleri yatağımızda sikişirken genelde baldızımı hayal ediyor, daha bir tahrik oluyordum. Ama Seda ile sevişmek imkansız gibi bir şeydi ve sadece hayallerimi süsleyerek bir masturbasyon malzemesi olarak kalacak gibi geliyordu.

Hem nişanlılık döneminde, hem evliliğimiz süresince baldızıma maddi manevi, her konuda destek olurdum. Durumum iyi olduğu için, neredeyse onun tüm parasal ihtiyacını ben karşılıyordum. Aslında kendimce baldızıma ileriye dönük yatırım yapıyordum.

Ben Seda’yı beğenip severken, baldız da bana bayılırdı. Her istediğini yerine getiren, hiç kırmayan, ağzından çıkanı iki etmeyen bir enişteydim onun gözünde…

Eh, yakışıklı da sayılırdım. Erkeksiz evin yakışıklı, genç erkeğiydim onların evinde… Hepsini koruyup kollayan, ekonomik olarak sıkılmalarına izin vermeyen bir damat, bir enişte…

Baldızımın utangaç bir yapısı vardı. Bildiğim kadarıyla da o yaşına kadar kimseyle çıkmamıştı. Eşimle evlendikten sonra, baldız hafta sonları bizde kalır, baldız eşim ve ben beraber takılırdık. Hep birlikte eğlenmeye gider, onun bir iki duble içki almasına ses çıkarmazdım hiç…

Canlı müzik çalınan restoranlarda, gece klüplerinde alkolün de etkisiyle dans ederek eğlencenin dibine vururduk. Bazen eşim kardeşiyle de dans etmemi ister, kenarda yalnız kalmasına gönlü razı olmazdı. Onun iki karışlık ince beline sarılıp döne döne dans etmek, bazen kasıklarımda onun sıcaklığını hissetmek, elimin altında çıplak kollarını, sırtını, teninin sıcaklığını duymak bitirirdi beni…

Tabi bu eğlence gecelerinin sonu eşimle yatakta sevişerek noktalanırdı. Baldızın bizde kaldığı, yan odada yattığını bildiğim bu gecelerde daha bir tahrik olurdum. Seda’nın bütün gece dans ederken çalkaladığı kalçaları, oryantal yaparken yılan gibi kıvranan bedeni gözümün önünden gitmezdi.

Sikim her zamankinden daha bir sert, daha bir atak vaziyette hırsımı eşimden çıkartır, eşimi bağırta bağırta sikerken baldızın sesimizi duymasını sağlardım.

Günler ilerledikçe baldızımı sikmek bende saplantı haline gelmişti. 18 yaşını doldurmuştu ve vücudu daha da güzelleşiyordu. Seda’sız bir gün geçiremez olmuştum. Baldızımın sesini duymadan, onu görmeden yapamıyordum ve bu durum beni korkutuyordu.

Vereceği tepk**en emin olmadan yapacağım bir hareket telafisi olmayan bir sonla bitebilir ve eşimi kaybedebilirdim. Nasıl bir giriş yapacağımı, emelime nasıl ulaşacağımı bilemiyordum.

İşte bu dönemde, internette sürekli Enişte Baldız itirafları, Baldızını siken Enişte Hikayeleri okumaya başlamıştım. Oradan bir tüyo bulabilir miyim, başkaları baldızlarını nasıl baştan çıkarmış, nasıl elde etmiş diye..

Bir cuma akşamıydı, eşimle yemek yedik. Apartmanda yaşlı ve yalnız yaşayan bir teyze vardı, eşim,

“Ben Necla teyzeye bir bakayım, yemek falan götüreyim.” diyerek evden çıktı. Fırsat bu fırsat diyerek ben de hemen laptopumu açtım, internetten siteleri dolaşarak yine hoşuma giden baldız hikayelerini okumaya koyuldum.

Ekranın yarısında baldızını nasıl siktiğini anlatan eniştenin web sitesinde yazılan hikaye dururken, diğer yarısında baldızımın gizlice çektiğim resimleri slayt şeklinde arka arkaya dönüp duruyordu.

Plajda kabarmış üçgenini ortaya seren minicik bikinisiyle, evimde bacak bacak üstüne atmışken, okula götürürken mini liseli eteğinden sıyrılmış çoraplı bacaklarıyla, gezmeye gittiğimizde bana poz verirken, toz alırken habersiz domalıp kalçalarının iyice meydana çıktığı enstantaneler… Çeşit çeşit seksi pozları geçit yapıyordu.

Tam hikayeleri okuyup, baldızımın resimlerine göz ucuyla bakıp sikimi kaldırmışken birdenbire kapı çaldı. Eşimin geldiğini düşünerek aceleyle laptopun kapağını kapattım. Erken geldiği için kızarak, kalkmış sikimi yatıştırmaya çalışarak gidip kapıyı açtım.

Kapıda duran eşim değildi. Benim sevgili seksi baldızım Seda karşımda duruyordu…


Tam baldız hikayeleri okuyup resimlerine bakarken karşımda baldızımı görmek beni sevindirik yapmıştı.

“Gel canım, gel bir tanem… Hoş geldin…” diyerek sarıldım. Yüzümde güller açarak tokalaştım, öpüşüp içeri aldım.

“Ablam nerede enişte?” diye bakınarak girdi içeriye… Ben giysi olarak sadece önü kabarmış bir baksırla durduğumu neden sonra fark ettim.

“Komşuya kadar gitti Seda… Sen salona geç de ben üstüme bir eşofman giyip geleyim.” diyerek yatak odasına gittim.

Aceleyle giyinip içeriye geri döndüğümde bomba patladı.

Baldızım aptal gibi öylesine kapağını kapattığım laptopumu açmış, ekranda kalan ve az önce okuyup sikimi taş gibi yapan Baldız hikayesini, ekrandaki gizli çektiğim slayt fotoğraflarını görmüştü. Ve o fotoğraflar hala poz poz değişerek dönüp duruyordu.

“Enişte bunlar ne?” diyerek kızarmış bir yüzle bana hesap sormaya başladı. “Aklından ne geçiyor senin?” Otuzbir çekerken yakalanmış yeni yetmeler gibi,

“Seda, sandığın gibi değil…” diye kekelemeye başladım.

“Enişte, utanmıyorsun böyle şeyler okumaya? Benim için değil mi bunlar? Benden habersiz sapıklar gibi resimlerimi çektin öyle mi? Utanmıyor musun beni arzulamaya? Ben senin ilgini çekecek ne yaptım? Ben size hep gıptayla baktım, ablamla ikinizin çok mutlu olduğunuzu düşündüm!” dedi.

Mahvolmuştum, utancımdan ve korkudan yerin dibine girdim, ne diyeceğimi bilemedim. Sonunda kendimi toparladım ve

“Bak Seda, bunların seninle alakası yok. Ben… Öylesine işte… Ne olur… Ablan duyarsa yanlış anlar!” diye yalvararak olayı kapatmaya çalıştım. Gözlerini kısıp yüzüme baktı.

“Peki… Ablama söylemem. Ama böyle bir şey hissedersem… Senden böyle bir hareket gelirse bozuşuruz seninle!” dedi ve sustu. Zaten on dakika sonra da eşim geldi…

Baldız söz verdiği gibi eşime bir şey anlatmadı, fakat bu olaydan sonra benden uzaklaşmaya başladı. Benim evde olmadığım zamanlar gelip gidiyormuş. Beni aramıyor sormuyordu, zaten bende de onu arayacak yüz kalmamıştı.

Eşimin pazar günü arkadaşlarıyla altın günü vardı ve o hafta annesinde olacaktı,

“Adnan beni annemlere bırakır mısın? Bu sıcakta otobüsle gitmeyeyim!” dedi, ben de götürdüm. Kayınvalidemin evine bıraktım karımı, ayıp olmasın diye kapıdan merhaba deyip çıkayım dedim.

O sırada baldızımla kapıda karşılaştık. Eski sıcaklığından eser olmayan bir tokalaşma, ifadesiz bir yüz… Merakla gözlerinin içine bakıyor, bir sıcaklık, bir gülümseme arıyordum umutsuzca…

“Enişte, geçerken beni de arkadaşıma bırakabilir misin, arkadaşımın doğum günü var.” dedi. Eşim de,

“Tabi bırakır canım, öyle değil mi Adnan?” dedi.

Arabaya bindik, hiç konuşmadan gidiyoruz Seda ile… Epey uzaklaşmıştık ki, baldızım yumuşak bir sesle,

“Enişte, müsait bir yerde dur da konuşalım!” deyince şaşırmıştım. Arabayı uygun bir yere çektim, durdum… Dönüp baktım, o da bana doğru döndü koltukta,

“Enişte o günden beri neden böyle hikayeler okuduğunu düşünmeden edemiyorum. Ablam sana yetmiyor mu?” dedi.

“Ablanla ilgili değil Seda… Neyse, boş ver. Ne kadar açıklama yapmaya çalışsam anlamayacaksın beni… Nereye gideceksen söyle bırakayım!” dedim.

“Bir yere gitmek istemiyorum enişte. Seninle buluşmak için uydurdum!” dedi. Daha da şaşırmıştım,

"Nasıl yani?“

"Bak enişte sana dürüst davranacağım. Seni de, ablamı da çok seviyorum. Senin bugüne kadar hiç bir yanlışını görmedim. Ablamı da bildiğim kadarıyla hiç aldatmadın.”

“Bak, bunda haklısın, kesinlikle…”

“O günden sonra ben de Enişte Baldız hikayeleri okumaya başladım. Ve anladım ki, seks fantezisi olan tüm erkekler baldızlarıyla sevişmek istiyorlar. Hatta okuduklarımda, kendisini eniştesine sunan baldızlar da var.” Konuşmasına ara verdi, yüzüme baktı,

“Eee? Konuyu nereye getireceksin Seda?” Çok ilginç şeyler söylüyordu baldızım… Ben ar, namus, ensest, yasak konularında bir fırça, bir öfke fırtınası beklerken neler söylüyordu bu kız?

“Hem sen çok istiyorsun diye… Hem biraz da kendi merakımı gidermek için… Seninle sadece bir kereliğine sevişmek istiyorum enişte..!”

“Ne diyorsun Seda?” Hayretler içinde kalmıştım. Yüzü, yanakları kıpkırmızı olmuştu konuşurken,

“Ama yüzeysel olarak… Çok ileri gitmeden… Hadi enişte… Dönelim… Sizin eve götür beni!” dedi neredeyse fısıldayarak… Elini vites kolunda duran elimin üzerine koyarak, okşadı.


Duyduklarıma inanamadım. eve nasıl gittiğimi bile hatırlamıyorum. Eve kendimizi zor attık. Anahtarımla kapıyı açarken heyecandan ellerim titriyordu. Aslında tecrübeli, yaşça büyük olan, erkek olan bendim ama Seda benden daha sakindi. Direk yatak odasına geçtik. Baldızım,

“Bak enişte tekrar söylüyorum, ileri gitmeyeceksin ve bunu sadece bir kere yapacağız. Sonrasında bu aramızda mezara kadar sır olarak kalacak! Tamam mı?” dedi.

“Tamam!” dedim ve yavaşça kollarımın arasına aldım, öpüşmeye başladık. Seda o kadar acemiydi ki, öpüşmeyi bilmediği her halinden belliydi. Baldızı ürkütmemem gerektiğini biliyordum ama heyecandan da ölüyordum. Baldızın da benden kalır yanı yoktu.

Belki on dakikaya yakın öpüştük. Baldızın yanakları ve dudakları kıpkırmızı olmuştu. Yavaşça yatağa uzatıp bacaklarının arasına girdim. Hafifçe kasıklarımı eteğinin üstünden bastırarak sikimin sertliğini hissetmesini sağladım. Baldızın badisini çıkartmaya çalıştığımda utandı,

“Yapma enişte!” dedi. Ben de,

“Bak Seda, senin istemediğin hiç bir şeyi yapmayacağım, sana söz veriyorum, sadece çıplak sevişeceğiz!” dedim.

“Sözüne güveniyorum enişte!” diyerek kabul etti.

Sütyeniyle kaldığında, portakal büyüklüğünde ve taş gibi sert memelerini okşadım. Boynunu, omuzlarını öptüm, yaladım. Memelerini sütyenden kurtarıp yuvarlaklarını parmaklarımla sıkarak, kabarmış uçlarını dakikalarca yaladım, emdim.

Göbeğinden sonra artık sıra amına gelmişti. Sadece baldız değil, ben de heyecandan ölecektim. Eteğini çıkarırken itiraz etmedi. Ardından, külodunu da sıyırdım.

Öpüşüp memelerini mıncıklarken, uçlarını ısırırken baldızın amı sulanmış, külotu su içinde kalmıştı, resmen işemiş gibiydi. Tazecik amı muhteşem bir şeydi, tertemizdi ve misler gibi kokuyordu.

Baldızın amını yavaş yavaş dillemeye ve yalamaya başladığımda, baldız saçlarımı tutuyor, uzun siyah saçlarını sallayarak başını iki yana sallıyor, dudaklarını ısırarak,

“Yapma enişte!” diyordu. Ama hemen ardından şehvetle kendinden geçmeye, inlemeye başladı. “Ohhh… Enişte… Neler yapıyorsun bana böyle… Çok güzel… Sakın bırakma beni… Ooohhh…” Neler yaptığımı ona da söyledim yalamalarımın arasında,.

“Çok tatlısın Seda… Amcığın misler gibi kokuyor canım… Bir tanem… Güzel amcıklım benim… Bal kaymağım… Ohhh… Çok tatlı…” diye diye uzun bir süre amını ve klitorisini yaladım emdim.

Dilimi neredeyse kızlık zarına kadar sokmuştum amına… Çok küçük bir amı vardı. Dudakları bir çizgi halinde iken kan hücumuyla şişmiş, kabarmıştı. Klitorisi de öyle…

Nerdeyse küçük bir pipi gibiydi Seda’nın kabarıp sertleşmiş klitorisi… Dudaklarımın arasına kıstırıp dilimin ucuyla okşayınca çıldırdı Seda…

“Ahhh… Çok güzel… Dayanamıyorum enişte… Yapma… Ölüyorum zevkten…” diye inleyerek saçlarımı çekiştiriyordu. Baldızın amını yalarken külotuma boşalmaktan korkmaya başlamıştım.

Seda fazla uzun sürmeden benim yerime kendisi kasılarak titreyerek boşalmaya başladı. İlk defa orgazm oluyor ve saçlarımı daha sert çekiyor, canımı yakıyordu. Sakinleştiğinde yanına uzanıp saçlarını okşadım şefkatle… Hala nefes nefese soluk almaya çalışıyordu.

“Nasıldı aşkım?"

"Harikaydı. İlk defa böyle oluyorum enişte… Kendimden geçtim sanki, çok zevk aldım!"

"Sen de benimkini yalamak ister misin?” Bir an tereddüt etti. Gözlerime baktı, sonra da teklifim ilginç gelmiş olmalı ki,

“Tamam!” dedi ve beni soymaya başladı. Çok heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Beni külotum kalana kadar soydu.

Ben yatağa uzandım ve baldız benim üzerime gelerek dudaklarımdan başladı. Öpüştük, dudaklarımı, dilimi yaladı. Ben de onun dilini emdim saçlarını parmaklarıma dolayarak…


Dudaklarımı bırakıp aşağılara indi, göğsümü dolandı, iki göğüs ucumu öptü. Sonra da göbeğime kadar indi. Acemi bir şekilde beni yalıyor, benim içim gıdıklanıyordu. Yattığım yerden doğrularak külodumun önündeki çadırı gösterdim ona,

“Benimkini görme zamanın geldi!” dedim. “Artık öyle kan doldu ki, sancımaya başladı Seda… Hadi biraz onunla ilgilen bebeğim… Öp beni…”

Yavaşça baksırımı indirdi. Yarağımı görünce baldızın yüzündeki ifadeyi görmek lazımdı, çok korktu,

“Enişte bu ne böyle?” Eğilmiş, dikkatle bakıyordu sikime… “Bu nasıl giriyor ablama? Nasıl alıyor bunu içine?” dedi.

Aslında yarağım o kadar da büyük değil, ama kalın, kısa bir sopa gibi… İlk defa bir yarak gördüğü için korkmuştu. Az önce küloduma boşaldığım için banyoda yıkayıp geldim

“Hadi aşkım yala yarağımı!” dedim.

“Nasıl yapacağımı bilmiyorum ki?” dedi. “Hem böyle terbiyesiz şeyler konuşup durma enişte… Utanıyorum…” Elini tuttum, yarağıma götürdüm ve sıvazlatmaya başlattım,

“Utanacak bir şey yok bir tanem… Bunun adı bu… Yarak… Sik… Tıpkı dondurma yalar gibi yalayacaksın!” dedim.

Baldız dilini acemice yarağımın üzerinde gezdirmeye başladığında, ben de tarif edilemez duygular yaşıyordum. O minicik ağzı, etli l****a dudakları, pembe ıslak dilinin görüntüsü, sikimin hassas başında gezinen dilin teması… Ağzına almasını söylediğimde yüzü ekşidi,

“Yapamam enişte… Bu şey çok büyük!"

"Yaparsın canım… İnan becerirsin. Ablan bunun tamamını alıyor ağzına…"

Baldız istemeye istemeye köfte dudaklarını araladı, ben de ağzına verdim. Midesi kalkıyor, kusacak gibi oluyor, üzerine fazla gidemiyordum. Ama aldığım zevkin tarifi yoktu.

Beş on dakika boyunca uzun siyah saçlarından tutup, yönlendirerek, talimatlar vererek istediğim şekilde sikimi yalattım Seda’ya… Taşaklarım iyice dolmuştu artık… Sonunda sikimi ağzından çıkardım ve göğüslerine boşaldım.

Şaşkın baldızım, hayretle gözlerini açmış, elindeki yarağımın ucundan fışkıran döllerime bakıyordu. O portakal benzeri harika memelerinin üzerinde krem şanti gibi damlalar halinde yayılan ve yer çekimiyle meme yuvarlaklarından aşağıya, kasılıp duran karnına süzülen spermlerim çok güzel görünüyordu.

O gün baldıza 69 pozisyonunu da öğrettim ve iki defa da o şekilde birbirimizi boşalttık. İçine girememiştim ama ikimiz de gayet mutlu bir şekilde, birbirimizden memmun kalarak orada noktaladık.

Seda’ya söz verdiğim için ileriye gitmedim ve bir daha bu konu hakkında hiç bir şey konuşmadım. Hatta imada bile bulunmadım. Fakat baldızımı aklımdan çıkaramıyor, onu daha çok arzuluyordum.

Baldızı her düşündüğümde sikimin başı zonkluyordu ve hırsımı yine karımı sikerek çıkarıyordum. Aklımda hep baldızım vardı, acaba o da benim gibi yanıp tutuşuyor muydu?

Kafam darmadağındı. Yalnız, bütün bu duygular içindeyken baldızımın hareketleri bana olumlu gelmeye başlamıştı. O ilk ters tepkileri mazide kalmıştı. Bize geldiğinde ablasına çaktırmadan önüme bakıp hafif tebessüm ediyordu.

Bense o fettan bakışlardan felaket tahrik olsam da, bozuntuya vermiyor, eşime yakalanmaktan çok korkuyordum. Uzun bir zaman baldızımla aynı bu şekilde, normal yaşantımız eskisi gibi devam etti.

Seda bize geliyor, biz onlara gidiyor, ara sıra eskisi gibi eğlenmeye filan gidiyorduk. Aradan uzun zaman geçti ve ikimiz de birbirimize hiç bir şey söyleyemedik. Aslında Seda istese bile, hamleyi benim yapmam gerekiyordu. Çünkü baldızım çok utangaç bir yapıya sahipti.


Bir gün kayınvalidemlere oturmaya gitmiştik. Eşimin Bolu'daki amcası ameliyat olmuştu. Kaynanam,

"Biz bu hafta sonu Bolu'ya geçmiş olsuna gideceğiz, isterseniz siz de gelin çocuklar…” dedi.

“Anneciğim, benim çok işlerim var. Ama Sema sizinle gelebilir.” dedim. Konuştuk, anlaştık, eşim de onlarla gitmeyi kabul etti. Bu arada kayınvalidem,

“Yalnız Seda’nın dersanesi var, o gelemez. Evde yalnız kalması da doğru değil. Seda sizin evde kalsın.” diye teklif edince, içimden bir oley çektim. Kayınvalide bana çok güvenirdi. Kızını emanet etmekten hiç çekinmemişti.

“Tabi canım, kızı evde tek başına bırakacak değilim anneciğim.” dedim.

Artık o günden sonra günler saatler geçmek bilmedi benim için… Cuma günü eşim işyerinden beni aradı,

“Annem Bolu'ya bugünden gidelim, iki gece kalıp pazar günü dönelim diyor, ne yapayım?” dedi.

“Sen bilirsin canım. Beraber gittiğinize göre onlara uyman daha iyi olur.” dedim.

“Tamam, o zaman… Akşam Seda’yı dersaneden sen alırsın!” dedi, ona da tamam dedim.

Ama heyecandan kalbim duracak gibiydi. Yerimde duramıyordum. O gün Seda ile yaşadıklarım aklıma geliyordu sürekli, sikim yine taş gibi olmuştu. Güçlükle zaptediyordum benim canavarı… Belki bu akşam hayatımın golünü atabilirdim.

Cepten Seda’yı aradım, akşam dersaneden çıkış saatini sordum ve onu almaya geleceğimi söyledim. Akşamı zor ettim, Seda ile ilgili olmadık hayaller kurup durdum.

Saat beş gibi dersanenin önündeydim. Baldızım yanında kendi gibi çıtı pıtı bir kızla geldi, arabaya bindiler. Kısa bir tanışma faslından sonra isminin Hacer olduğunu öğrendim. Baldızım daha önce bana Hacer’den bahsetmişti, sırdaşım en yakın arkadaşım diye.

“Enişte, Hacer de bizimle kalacak bu gece!” deyince, başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Moralim bir anda yerle bir oldu. İçimden bu da nereden çıktı şimdi, bir çuval inciri berbat ettin baldız, diye düşünmeye başladım kara kara… Suratım asılıvermiş, bütün neşem balon gibi sönmüştü. Seda gülümseyerek,

"Hayırdır enişte? Yoksa Hacer’in bizimle kalmasında bir sorun mu var?“ dediğinde, kendime geldim.

"Yoo… Kalsın canım, sorunu nereden çıkardın, ne sorun olacak ki?” diyebildim. Baldızım o anda bir kahkaha attı ve

“Şaka yaptım enişte… Aslında gerçekten kalacaktı ama annesi izin vermedi!” dedi. Biraz olsun rahatladım ve kendi kendime “Bu kız benimle oynuyor mu acaba?” diye düşünmeden edemedim.

“E, normal tabi… Hacer’in annesi beni tanımadığı için izin vermemiştir.” diyerek geçiştirdim. Hacer’in evi bizim evin yolu üzerindeydi. Kızı evlerine bırakıp, baldızımla bizim eve geldik. Eşimi cepten aradım, Bolu'ya varmışlar, ben de amcasına telefonda geçmiş olsun dedim, biraz konuşup kapattım.

Baldızımla beraber güzel bir sofra hazırlayıp karnımızı doyurduk. Yemekten sonra televizyon izlerken baldız birden,

“Enişte sen çok iyi bir insansın ve gerçekten sözünün eri birisin. Seni her zaman çok takdir ediyorum ve sana hayranım. Bunu biliyorsun değil mi?” dedi.

“Teşekkür ederim canım. Sen de sana hayran olduğumu biliyorsun elbette…” diyerek saçını okşadım. “Seni çok seviyorum.”

“Aramızda yaşananlardan sonra söz verdiğin gibi benden hiç bir şey istemedin ve üzerime gelmedin. İsteseydin bana daha o gün sahip olabilirdin ama yapmadın. Nasıl dayandın bunca zamandır?"

"Nasıl dayandığımı gel de bana sor Seda… Seni düşünmediğim arzulamadığım bir günüm bile olmadı!" Baldız kafasını öne eğerek,

"Enişte ben de seni çok arzuluyorum. Tamam ileri gitmedik ama, yine de ilk erkeğimsin sen… İlk defa biriyle böyle şeyler yaşadım. Aslında ben de senden farksız değilim!” dedi. O an içimde fırtınalar kopmuş, aşırı tahrik olmuştum,

“Bak Seda, istersen yine bir şeyler yapabiliriz. Hatta bu sefer biraz daha ileri gidebiliriz. Bu beraber geçireceğimiz iki gün bizim için çok güzel bir fırsat… Bir daha elimize böyle bir fırsat geçmeyebilir!" Baldızım utanmış, yanakları kızarmıştı. Başını tekrar öne eğerek,

"Enişte tamam da… Ben bakireyim, nasıl olacak? İleride başıma sorun olur bu!” dedi. Ben de gülerek,

“Kızım sen orasını merak etme… Bekaretine dokunmadan yapacağız. Kızlığına dokunmam, sakın korkma… Onu evleneceğin kişiye, müstakbel bacanağıma sakla. Biz anal seks yaparız, bana o da yeter!” dedim. Başını kaldırdı, gözlerimin içine baktı,

“Anal olmaz enişte… Çok günahmış, hem de çok acıyormuş!"

"Sen nereden biliyorsun acıdığını?"

"Boş ver, biliyorum işte… Yapalım, fakat canım çok yanarsa bırakırım! Ama önce duş almak istiyorum, çok terledim!" Baldız ne dese tamam demekten başka çarem yoktu.

"İstersen beraber duş alalım, birbirimizi yıkayalım!” diye teklif ettim,

“Birlikte olmaz enişte, utanırım!” deyince üzerine gitmedim ve

“İyi o zaman sen duşunu al gel, sonra ben girerim!” dedim.

Seda banyoya gitti. On dakika sonra eşimin bornozuyla çıka geldi ve ben banyoya gittim. Soyunurken kirli sepetinde baldızımın az önce çıkardığı külotunu gördüm. Elime aldım, ağı sırılsıklam olmuştu ve çok güzel bir kokusu vardı. Alelacele duşumu alıp bornozumla çıktım…

Baldızım heyecandan titreyerek beni bekliyordu. Sarılıp yavaşça öptüm dudaklarından… Biraz öpüştükten sonra tüy gibi kaldırıp kucağıma aldım, yatak odasına götürdüm. Heyecandan dudakları titriyordu narin ceylanımın…

Hiç bir şey konuşmadan uzun uzun dudaklarını, boynunu ve kulak memesini ve küçücük göğüslerini dakikalarca öpüp yaladım. Bu anın bitmesini hiç istemiyordum.

Baldızım da gözlerini kapatmış, bulutların üzerinde geziniyor, hafif hafif inliyor, ellerini çarşafa geçirmiş, aldığı zevkin tadını çıkarıyordu. Yavaş yavaş Seda’nın küçücük amcığına inip, am dudaklarını ikiye açtım.

Islak ve parlayan pembemsi amcığının içi sular seller içinde kalmış, amından süzülen sular çarşafı ıslatmıştı. Bu manzara beni daha da tahrik etmiş ve dayanacak gücüm kalmamıştı.

Baldızım da benden farksız değildi. Yabancısı olduğu, bilmediği duygularla orgazm olmuştu. Klitorisini dudaklarımın arasında ezdiğimde şiddetli kasılmalar yaşıyordu. Minicik bedeni altımda tir tir titriyor, kendini kasıyordu. İstemsizce, elleriyle başımı amına daha da bastırararak nefes almamı zorlaştırıyordu.

Seda’nın arka arkaya yaşadığı orgazmlar bittiğinde üzerinde ters dönüp 69 pozisyonuna getirdim. Ben tekrar ıslak minik amcığını dilimle okşarken onun da sikimi öyle bir kavrayıp yalaması vardı ki… Bu sefer ben tarif edilemez duygulara kapılmıştım.

Baldız acemiliğinden dişleriyle sikimin başını farkında olmadan acıtıyor, canımı yakıyordu. Fakat büyüyü bozmamak için sesimi çıkartamıyordum. Fazla dayanamadım ve

“Seda’m… Gelmek üzereyim, ağzına boşalacağım!” dediğimde sikimi hemen ağzından çıkarttı. Bozulmuştum! Doğruldum,

“Bak aşkım, ben senin amının suyunu yaladım yuttum. Şimdi de sen benimkini yut!” dedim ve baldızın başından iki elimle tutarak tekrar ağzını sikmeye başladım.

Fazla derine girmeden sikimin yarısını sokup çıkarıyordum minik ağzına… Daha fazla dayanamadım. Başından sıkıca tutarak oluk oluk ağzına boşalmaya başladım. Seda debelenip, sikimi ağzından çıkarmaya çalışıyordu, ama aldırış etmeden son damlasına kadar boşaldım ağzına…

Bu yaptığıma Seda çok bozulmuş, suratı ekşimiş, döllerimi yutarken zor yutkunuyordu. Boşalmam bitip sikimi ağzından çekince, doğruca lavaboya koştu. Galiba midesi bulanmış, yuttuklarını çıkarıyordu. Ağzını yıkayıp tekrar odaya geldi ve kızgın bir şekilde,

“Enişte, bir daha bunu yapma! Tadı hiç hoş değil, bayat yumurta gibi!” dedi.

“Tamam aşkım benim… Tamam bebeğim… Bu ilk ve son!” dedim…

Seda’yı yüz üstü yatağa yatırdım. Göbeğinin altını yastıklarla takviye yaparak muhteşem göt deliğini ortaya çıkarttım. Baldızın göt deliği o kadar küçüktü ki, varla yok arası kırmızı bir nokta gibi duruyordu.

Bu manzara beni acayip tahrik edip sikimin tekrar sertleşmesine yetmişti. Şunu da biliyordum ki, baldızın götünü sikmem hiç de kolay olmayacaktı, işim bayağı zordu. Yumuşaması için götünün deliğini yalamaya başladım ama ne mümkün, daha serçe parmağımı sokmaya çalıştığımda,

“Ayy canım yandı!” deyip ileri çekiliyordu.

Komodinin çekmecesinden eşimin kullandığı bebe yağını aldım ve baldızın götüne biraz akıtmaya, yavaş yavaş küçük parmağımla okşayarak sokmaya başladım.

Götünün deliği biraz olsun esnemişti ve baldız artık altımda debelenmiyor, kaçmaya çalışmıyordu. Yaklaşık yarım saat uğraştıktan sonra biraz daha alıştı. Zevk inlemeleri başladı hatta…

Ben de bebe yağıyla sikimi bir güzel yağladım ve başını götünün deliğine hafiften bastırdım. Ama ne mümkün, yine canı yanıyor, bağırıyor ve kendini ileri kaçırıyordu…

Baldızın kafasını yastığa bastırdım ve iki eliyle götünün yanaklarını ayırmasını sağladım. Böylece götünün deliği biraz daha ortaya çıkmıştı. Yavaş yaparsam baldızımın götüne asla giremezdim. Beklemediği bir anda birden girmem gerekiyordu.

Belki bu onun canını çok acıtacaktı, fakat başka türlü de olmayacaktı. Sikimin başını göt deliğine dayadım ve birden yüklendim. Sikimin tamamına yakını götüne girmişti, ama baldızım da,

“Yandım anam! Ölüyorum! Ne olursun çıkart enişte! Dayanamıyorum! Bayılacam!” diye bağırıyor, odanın içini inletiyordu. Hiç hareketsiz üzerine abandım kaldım. Sikim sanki kırılacak gibi zonkluyordu.


“Enişte yalvarırım çıkart, ölmek üzereyim!” derken gözlerinden yanaklarına doğru yaşlar süzülüyordu. Çıkartmadım. Sikim tüm kalınlığıyla o daracık haznede sımsıkı sarılmış bir şekilde beş on dakika hareketsiz durdum.

Sikim içindeyken sarılıp okşuyor, sırtını, boynunu öpüyor, yatıştırmaya çalışıyordum. ,Ama nafile… Seda hala altımda cıyaklıyordu. Baldızı kendime çekerek yavaş yavaş git gellere başladım. Baldız yırtınıyor, inliyor ve ağlıyor,

“Enişte nolur yeter bu kadar… Başka zaman yapalım! Çıkart!” diyordu…

O anda çıkarırsam baldızın götünü bir daha asla sikemeyebilirdim,

“Birazdan geçer aşkım… Kendini sıkma aşkım… Rahat ol sen… Bak yavaş yavaş yapıyorum!” diye baldızı teselli etmeye çalışıyordum.

Baldızın götünü beş dakika yavaş ve ritmik bir şekilde sikerken, sikime bir sıcaklık geldi. Kesin götü yırtılıp kanamıştı. İçinden çıkarırsam kanı görebilir diye düşünerek sikmeye devam ettim.

Baldızın götünü sikerken tarif edilemez zevk alıyordum. Baldızım ise acıdan resmen bağırıyordu. Buna rağmen devam ettim. On dakika sonra ise iyice hızlandım ve

“Geliyorum!” diyebildim. Baldızın bir şey demeye mecali dahi kalmamış, altımda acıdan adeta baygın yatıyordu. Boşalırken elimde olmadan ben de böğürerek içine fışkırtmaya başladım. Hiç bu kadar çok boşalmamıştım.

Sikimi yavaşça götünden çıkardığımda sikim kanla karışık döllerime bulanmıştı. Baldızın göt deliği bayağı bir açılmıştı ve döllerim götünden çıkarak çarşafa akıyordu. Ben kalkıp banyoya giderken, baldızım halen sızlanıyordu…

Duşumu aldım geldim, baldızın yanına uzandım, sırtını okşayıp öptüm

“Seni çok seviyorum aşkım, beni dünyanın en mutlu erkeği yaptığın için teşekkür ederim!” dedim.

Baldız cevap vermeden sadece omuzlarını çekiştirdi. Bir saate yakın konuşmadan ve hareket etmeden öylece yüzüstü yattı, ben de ayaklarından ensesine kadar her yerini okşadım, öptüm, defalarca onu sevdiğimi söyledim. Sonunda baldız bana doğru yan dönünce,

“Nasıl oldun aşkım?" dedim.

"Biraz daha iyiyim enişte… Hacer acıyacağını söylemişti, ama ben bu kadar çok canımın yanacağını tahmin etmemiştim!"

“Bak sen şu minik orospulara… Demek Hacer’in de haberi vardı senin bana vereceğinden… Bir tek benim mi haberim yoktu bundan?” Kahkahayla güldü Seda… Boynuma sarıldı sımsıkı, dudaklarımdan öptü beni… O körpe l****a dudaklarını yedim bitirdim.

“Hacer benim kankim enişte… Her şeyi anlatırız birbirimize… O benden daha hızlı aslında… Ne önü kaldı, ne arkası… Ben kararsızdım ama, sen olunca dayanamadım. Dediğin gibi, bekaretimi kocama saklayalım. Arkamın acısı geçerse düşünürüz anal seksi… Hadi seviş benimle…Öp beni…”

O gece baldızın götüne dokunmadan, amını yalayarak birkaç kez daha orgazmın tadını almasını sağladım. Klitorisi yalandıkça kendinden geçiyor, o körpe bedeni müthiş kasılmalar yaşayarak boşalıyordu Seda… Sonunda kendimi affettirdim ve birbirimize sarılarak güzelce uyuduk.

Ertesi gün uyandığımızda götünün acısı biraz da olsa geçmişti. Uykudan uyanan güzel baldızımla öpüşüp seviştik, koklaştık, birbirimizi okşadık. Sonunda Seda götünü sikmemi kendisi istedi.

“Hadi enişte… İstediğini yap bana… Belki şimdi o kadar acımaz.” diye mırıldandı dudaklarını yerken…

Bu sefer banyoda bebe yağıyla alıştıra alıştıra, küveti doldurduğum sıcak suyun içinde siktim baldızımın götünü… Küçük orospu anal seksin, götten sikilmenin zevkini almıştı artık…

O gün boyunca yataktan hiç çıkmadık desem yeridir. Üç kez daha siktirdi götünü bana… Yalayarak kaldırdığı sikimin üstüne kendiliğinden oturuyor ve zorlanmadan köküne kadar alıyordu götüne…

Seda ile o unutulmaz iki gün boyunca Adem ve Havva gibi yaşadık evin içinde… Seviştik durduk. Kızlığına dokunmadan, yapılabilecek ne varsa aklımıza gelen her şeyi yaptık.

Her güzel şey gibi o iki harika gün bitti sonunda… Acele acele evi derleyip toparladık beraberce, temizledik, seks yuvamızda hiç bir iz, delil bırakmadık. Seda evine gitti, iki gün baldızımla seviştiğimiz yatağımıza o gece yatağın sahibi, karım girdi.

O da ayrı kaldığımız iki gün boyunca fena özlemişti beni, seks yapmayı… Gece boyunca üstümden inmedi eşim de… Bu kez am sikmenin tadına vardım karımla… İki gün boyunca göt sikmenin üstüne am sikmenin güzelliğini yaşadım.

Cennet böyle bir şey olmalı… Hurilerle sevişilen, mutlu yaşanan bir yer…
发布者 adem66
5 年 前
评论
3
账户以发表评论
zilan69 5 年 前
Evet, emegine saglik...Cennet ve Huriler...
回答
adem66
adem66 出版商 5 年 前
Gizliduygular86 : Tsk ederim sen zaten benimle ucuyorsun
回答 原始评论
Gizliduygular86 5 年 前
Yine uçurdun beni tatlım
回答
Cookie能够帮助我们更好地提供服务。使用本网站即表示您同意我们使用Cookie。 了解详情